Snag The Shoe Tester Of Frankfurt Imagined By Wilhelm Genazino Distributed As Volume
bir ayakkabı denetimcisinin, giydiği ayakkabıları test etmek için çıktığı yolculuklarda karşısına çıkan eski dostları ile birlikte hayatın özensizliği hakkında bazen komik bazen de ironik bir şekilde karşılaşmalarını anlatıyor kitap.
Yer yer kasvetli oluşu sizi biraz aşağıya çekebilir, Kitabın bir yerinde o kadar güzel bir cümle vardı ki sanki bütün kitabı özetler gibiydi.
Ölüm döşeğinde yatan biri yaşamaya devam eden herkese kırgınlık duyar muhakkak.
Bu kitap, kafa karıştırıcı düşünce dünyasında kendini yalnız hisseden herkese aslında çok güzel bir cevap veriyor: kesinlikle değilsin!
Yazarı seviyorsanız iyi bir kitap kabul edilebilir.
Yazarla tanışma kitabı olmamalı,
Belki de yanlış zamanda okudum, Daha realist acılar yaşanan bir dönemde bohem bir Almanın gündelik iç sesi biraz yavan geldi.
Başka bir dönem okusam daha çok beğenebilirdim,
Çeviriye pek iyi bulmadım,
Buna rağmen yazarın bendeki yeri yine de sarsılmadı, Çünkü böyle absürd şeyleri düşünmekle kalmayıp yazıya dökmeyi herkes başaramıyor.
the title in German, "An umbrella for this day" quotes a sentence of the book which goes about as follows my tanslation ".
. . many people regard their lives as one long rainy day and their body as an umbrella for this day.
"
Beside bonmots like this it is most of all the mood, the inner atmosphere of the protagonist who reports his observations while roaming the city Frankfurt, that pleases me.
Because of perfect fit to my own, on certain days when there are no plans and time enough just to watch and be.
Without this fit the book might bore, Yet one can learn about high quality men's shoes, if of interest, . . Genazinonun dilini, varoluşsal sorularını seviyorum ama bu kitapta bir şeyler eksik kaldı benim için.
Belki okuma zamanlamamla alakalıdır, Çeviri konusunda da kafamda bazı soru işaretleri belirdiğini söylemem lazım maalesef, I wonder what prompted New Directions to title Genazino's book The Shoe Tester of Frankfurt instead of translating the German, An Umbrella for This Day I imagine there were good reasons for this decision.
The chosen title does, perhaps, express the eccentricity of the novel better than the latter, but An Umbrella.
. . , is more appropriate for the tone of the work,
It is redundant to call the novel melancholic, which it is, But describing it as such seems almost inescapable, In this case, inevitable. There are of course other adjectives, I'll leave them for others to proclaim,
The novel centers on a middleaged man who is burdened with a curse of seeing things meaningfully.
His compulsion to invest insignificant events with meaning extends outwardly, however, He fails to find meaning in his terms, "authorization" for his own life, As respite, he finds objects and their corresponding words that exist on their own, remaining fiercely independent from meaning.
A bramble bush is such an object/word pair with echoes of Roquentin's chestnut tree in Nausea.
I'm not giving a good impression of the novel, Melancholy, as Calvino reminds us, is lighter than sadness, Hence, the humor of Genazino's novel, its charm,
Perhaps the moment that best sums up the tone of the novel occurs when the narrator declares that he is put off by two children calling chocolate "choc".
In the end, isn't that the perfect summation of life I picked up this book to learn about Frankfurt, or at least the spirit of the city.
That isn't what this book is about, It is about a character who is constantly trying to escape his own dizzying intellect, While there are some clever passages, I just don't feel like this is an original premise or even an original way to approach it.
We are all trying to escape our own dizzying intellect in some way, Also, writing about the mundane in interesting prose does not necessarily make the subject matter less mundane.
"Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden,bedenlerinin de o gün için bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar" için bir enstitü kurma hayali,ayakkabı denetçiliği gereği arşınlanan yollar ve karşılaşılan tanıdık simalar.
. Genazino'nun yine benzersiz yarattığılı yaşlarında mesleği ayakkabı denetçisi olan isimsiz anlatıcının koluna girmiş onunla sokak sokak yürüdüğümü hissediyorum.
Bir varış noktamız yok görünürde, Ama her adımda çocukluğuna değinmekten uzaklaşıyor, bilincin doğrultusunda varoluşun canlı sorgulamalarına, yolda rastladığımız nesneler ve tanıdığı tanımadığı insanlar üzerine kararlı tespitlerine bir adım daha yaklaşıyoruz.
Yol bitiyor biz ayrılıyoruz, Ben kendi hayatıma O kendisinkine kaldığımız yerden devam ediyoruz, Sonuç mu "Hayatlarının yağmurlu ve uzun bir günden, bedenlerinin de o gün için gereken bir şemsiyeden başka bir şey olmadığını hissetme noktasına gelmiş insanlar".
İşte öyle bir kitap.
son zamanların en keyifli kitabı, .
dünyada kendi icazeti olmaksızın bulunduğu duygusuyla yaşayan, isimsiz bi' ayakkabı denetçisiyle sokaklarda yürüyor onun derin gözlemlerine kulak vermeden edemiyorsunuz.
.
çeviri başarılı, kapak yine çok güzel, . jaguar kitap'ı sevdiğimi daha önce söylemiş miydim
minik bi' uyarı monologdan hoşlanmayanlar sevmeyebilir, aman dikkat Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk kitabını okuduktan sonra çok büyülenmiş, o kitabı en sevdiğim kitaplar arasına eklemiştim.
Yazarı daha çok araştırıp bu kitabını da aldım, İlki kadar büyülenmesem de yine çok değerli bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Çeviri konusunda şüpheliyim, Almanca bilmeden ne kadar yorumlanabilir bu durum bilmiyorum fakat Ayrıntı Yayınları'ndaki dile bu da çok yakındı fakat Ayrıntı'daki kelime kullanımları, cümle yapıları çok özeldi, hangisi gerçeğe daha yakın insan bilemiyor tabi, insanın Almanca öğrenesi geliyor Genazino için.
:'
İcazet için söyledikleri çok önemliydi, insanın anlam arayışı tam da bu icazetsizliğini anlamlandırma çabasıdır aslında.
“Dünyada kendi icazetim olmaksızın bulunduğum duygusuna, Tam olarak söylemem gerekirse birinin bana burada olmayı gerçekten isteyip istemediğimi sormasını bekliyorum hala.
Bu icazeti bana verecek kişinin bizzat ben olması ne güzel olurdu, mesela bugün öğleden sonra.
”
Çevre ve kişisel gözlemleri kelimenin tam anlamıyla "sağlam", çok güzel dile geliyor.
Üçüncü kitabını sepetime ekledim, Uzun uzadıya açıklamayı beceremiyorum ben, fakat meraklısına, çok güzel bir inceleme bırakıyorum: sitelink muratcanaslak. com/blog/ Bütün gençliğim, nerede ve nasıl olursa olsun kendimi kurtarmak zorunda olduğum izlenimiyle geçti.
Düşünebiliyor musun, ancak şu son yıllarda uzaklaştı bu duygu benden, Kurtulmayı başarmış olmamla ilgili kafam karışık biraz, Büsbütün münzevi yaşıyorum, Kendimi kurtardığım için gürültüden hoşlanmıyorum, Sürekli ağzını dolduran insanlardan korktuğum için kültürden de hoşlanmıyorum.
Sükûnete ihtiyacım var, onu da burada buldum, Meine Inhaltsangabe:
Ein Mann denkt über die Absurditäten des Lebens nach, Gebeutelt vom Verlassen werden seiner Lebenspartnerin Lisa, trifft er immer wieder auf Dinge die ihm bedeutsames Denken abfordern.
Obwohl er manchmal gern einfach seine Jacke in einen Busch, Geröll oder in die Fluten werfen würde.
Nur um zu beobachten wie sich seine Jacke verhält und wie sie sich verändert.
Das Leben ist verrückt und irgendwann wird aus dem vor sich hin leben und den Nachdenklichkeiten einfach ein Leben mit einer Arbeit und einer neuen Frau.
Dazwischen liegen viele gedachte Gedanken und die Frage wie wäre es wenn
Meine Meinung:
Nicht einfach war es sich diesem Buch zu nähern.
Erst beim zweiten Anlauf hatte ich meinen Kopf soweit geleert, um mich diesen Gedankengängen zu öffnen.
Bald stellte ich fest das auch solche Gedanken durch meine Gehirnwindungen ziehen, Manche Absonderlichkeit habe ich auch schon gedacht, Doch Wilhelm Genazino treibt es auf eine Höhe, die mir nicht zu eigen ist, Man muss den Worten folgen können, sich darauf einlassen, Die vielen Damen die in sein Blickfeld geraten und daraus wieder entschwinden lassen sich gut einordnen.
Nur Lisa und Susanne tauchen immer wieder auf, Die zwei die sein Leben bestimmt haben Lisa und bald bestimmen werden Susanne, Es ist ein Buch das manche an einem Nachmittag lesen, ich jedoch benötigte doch einige Zeit, weil ich den Sinn des Buches verstehen wollte.
Mein Fazit:
Absonderlichkeiten, Gedankengänge und Verrücktheiten! Kitabın başlarında geçen bir paragraf: "Pencerenin kenarında durup aşağıdaki caddeye bakıyorum.
Bir inşaat firmasının idari binasının önündeki kaldırımı temizleyen genç bir adamı gözlemliyorum.
Adam
iki haftada bir burada peyda oluyor ve yüksek basınçlı bir temizleyiciyle çevredeki yaprakları önce kendisine doğru,
sonra da bir tertibatın içine doğru üfürüyor.
Daha sonra arabasından kocaman, mavi bir plastik çuval çıkarıp yaprakları onun içine tıkıyor ve alıp götürüyor.
İnşaat firmasının düzen işgüzarlığı öfkelendiriyor beni, Yapı teknik ressamı, tasarımcı ve statikçi tanımlar ve beyler pırıl pırıl bir kaldırıma önem veriyorlar.
Görkemli binalar önünde en ufak bır toz taneciği bile olmamalı! Birkaç yaprak görmeye bile tahammülleri
yok.
Soruyorum kendime, acaba bu hanımlar ve beyler
hiç çocuk olmadılar mı, çalım atarak önlerinde birkaç yaprak sürüklemekten hiç zevk almadılar mı, bu arada çıkan ses ve ayakkabılarının burnunda havalanan yaprakların görüntüsü kızgın annelerine veya korkunç öğretmenlerine veya kendi zavallı ruhlarının fısıltısına katlanmakta onlara hiç yardımcı olmadı mı Acaba hanımlar ve beyler hep böyle kendilerinden uzak mıydılar ve bu nedenle mi pırıl pırıl kaldırımların mükemmel sözcüleri hâline geldiler
Bu paragrafın öylece geçiverip gideceğini düşünmüştüm.
Hikaye ilerledikçe ruhunun fısıltılarını yatıştırmaya çalışan bir karakterle karşılaşıyoruz.
Bunu yaparken melankoliyle, müthiş derinliklerle ilerlemiyor yazarımız gayet olağan/tabii bir şekilde anlatıyor.
Zihni hep açık, her daim düşünme halinde, Kendimden bir şeyler bulduğum, altını çizdiğim bir çok cümle vardı, Tam da sonbaharda okumalık kitap, Kurumuş yaprakların hışırtısı, susmak bilmeyen iç seslerimizi bastıracak, Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk'tan sonra çok şey beklediğim bu Genazino romanından ne yazık ki aynı tadı alamadım.
Mutluluk'un kahramanına benzer bir şahıs, bu dünyaya kendisinin icazeti alınmadan salıverildiğinin bilincinde, bir yandan sınırlarda dolaşıyor, delilik fikri kafada ama öte yandan bir şekilde oyuna devam ediyor.
Yer yer keyif aldığım bir roman oldu, belki de beklentim biraz fazlaydı, .