Receive Your Copy Su Depicted By Buket Uzuner Offered In Printable Format

önce Buket Uzuner'in yazdığı bir iki şeyi okuyan biri olarak tam bir hayal kırıklığı yaşadım.


Hikayenin kırık döküklüğünü bir kenara bırakalım pek az Türk yazar iyi polisiye yazabiliyor, Ahmet Mithat Sendromu bu memleketin yazarlarının en büyük handikapı olmaya devam ediyor.
Aralara girip okuyucuya hitap etmeler, okuyucuya bol bol "bilgi" ve "öğüt" vermeler, gerçek olamayacak kadar uzun ve yapay diyaloglar, tümü didaktik konuşan roman kahramanları.
. .

Zavallı Defne Kaman'ın akıbetini merak etmesem bitiremezdim,

Şimdi Uyumsuz Defne Kaman'ın maceralarının ikinci cildine başlayacağım, O da bu kadar berbatsa yarım bırakacağım! Olmaz ki bu kadar didaktik olunmaz ki, Madem Buket Uzuner bu kadar merak salmış Şamanizm'e, okumuş araştırmış belli ki, akademik bir tez yazaymış, Bu kitabın roman sanatıyla uzaktan yakından alakası yok, Kimse Ahmet Mithat Efendi'ye müdahil yazarlık konusunda laf söylemesin, O roman yazmayı biliyor, önemsiyordu, Bkz. Müşahedat.
Kötü çekilmiş de olsalar dönem dizilerini zevkle izleyen ben, Şamanizm'e bu kadar ilgi duyduğum halde resmen sinirle elden bıraktım kitabı.
Kumral Ada Mavi Tuna'dan sonra Buket Uzuner'in diğer kitaplarına olan beklentim inanılmaz yükseldi sanırım.
Umay Nine ve Sahaf Semahat'in olduğu yerleri, otacılık kısımlarını keyifle okusam da kitabın yarısına geldiğimde sıkılmadan edemedim.
Sıkıldığım kısımları dinleyerek tamamlama şansım olmasa yarım bırakırdım, Yine de seriye devam edeceğim, Yazarın kalemini hiç ama hiç sevmedim!yaşımdayken şamanizmi duymuş olsam ve o zamanlar google ve wikipedia olsa ve merak edipsaat araştırma yapsam buna benzer bir şey yazardım.
İltifat değil. Kitap klubumuz icin biraz zorla okudum kitabı,ay elimde, balkonda, salonda, çantamda süründü diyebilirim, Yazık, mesajlarını ve aritmetiğini, formüllerini, sembollerini cok gozumuze gozumuze sokan bir kitaptı, . Benim icin biraz zaman kaybı oldu,yil once okumus olsam ufkumu acardi, kapilar acardi belki ama bugun gerceklikten cok uzak buldugum diyaloglari, bana cok zorlama gelen karakterleriyle cok umitle basladigim kitabi asiri derecede sikilarak okudum ve zoraki bitirdim.
konu itibariyle beni yakalasa da kurgu ve uslup nedeniyle hic sevemedim, İki yeşil susamuru ve kumral ada mavi tunayı okuyalıyıldan fazla zaman geçti, Buket Uzuner'i çok severim. Onun kitabı olunca gözüm kapalı alırım, Ancak her yeni çıkan romanında beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor, Sanki giderek değişti birşeyler,
Çok mesaj kaygılı bir roman "Su", Sürükleyici değil, sanki çözülecek bir bilmece gibi verilmiş konu, ancak herşey zaten ortada ve yeteri kadar ilgi uyandırmıyor gibi geldi bana.

Ama herşeye rağmen, konuya ve mekana olan ilgimden dolayı Toprak romanını da okurum herhalde, Onsozu okudugumda ve kaynaklara baktıgımda cok heyecanlanmistim, On Turklerden bugune oz degerlerin polisiyeyle harmanlandıgı bir roman dusuncesi beni nasıl mutlu etti anlamam,

Umay Nine'nin olduğu kısımlarda cok keyif aldım, Beni sasırtansa kamlıgın ozunde bulunmayan "kendisini taktir edenlerin tavırlarını kralice edalarında kabul etmesinin" birkac yerde vurgulanması oldu.
Gokun, doganın cocuklari olan gercek samanların en onemli ozelligi mutevaziliktir zira, . .

Roman oldugundan hareketle gercegin bire bir kurguya yansımasını beklemek benim ayıbım olsun,

Kurguya islenmis Turk hikayelerini ve otacılık degerlerini cok sevdim,

Beni en
Receive Your Copy Su Depicted By Buket Uzuner Offered In Printable Format
cok rahatsız edense yazarın surekli "kumral ada mavi tuna" kitabına gondermeler yapmasıydı.
Viral reklama maruz kalır gibi hissettim kendimi, Bir de hikayenin bir yerinde Sahaf Samahat'in kendinde olmayan bir kitabı soran okura sitelinkwww, nadirkitap. comdan alabilirsiniz demesi garibime gitti,

Edebiyat allamesi değilim ama ben sevemedim o kısımları, . . Buket Hanım'ın bu tip reklama ihtiyacı olmadığını düşündüğümden bu sızlanışım,

Yine de kalemini seviyorum, . . Baska eserlerini okumak için sabırsızlanıyorum,,/
Kitapta gereksiz yere çok fazla betimleme yapılmıştı bence,sayfa Kadıköy betimlemesi okuduk! Bir yerden sonra gerçekten sürükleyici olduğunu inkar edemem ama sıkıldığım yerler de bolca vardı.

Yine de Şamanlığa dair bolca bilgi edindim, Hiç değilse vakit kaybı değildi, . Kitabı elinize ilk aldığınızda kapak tasarımı hoşunuza gidebilir, arkasındaki Şamanizm öğeleri barındıran, Kutadgu Bilig'den bahseden ve polisiye havası veren açıklama merakınızı celbedebilir.
Fakat yazar hanım biraz polisiye biraz didaktik biraz Türk geleneği biraz da postmodern insan ilişkilerini konu edineyim derken aslında hiçbiri adına etkileyici bir üslup oluşturamamış.
Beklentiyi düşük tutmakta fayda var, Uzun uğraşlarla serinin ilk kitabını,su, yarıladım, Anlatım sürekli öğüt verici çerçevede ilerlerken kitabın kendisi artık okuyanı rahatsız eden kocaman bir kamu spotuna dönüşüyor.


Vaktin kıymetli olduğu günümüz şartlarında okuduğum bir kitaptan kenara notlar çıkarmaya değecek ve tefekküre sevk eden cümleler bulmayı ummak gayet doğal diye düşünüyorum.
Bunlara hiçbir şekilde rastlamadığım için de kitabı devam etme konusunda isteksiz olduklarım kategorisine gönderiyorum, Sosyal mesaj verme kaygisi her sayfada akmasaydi keske, Halktv karisimli bir polisiye roman olmus, Bitse de gitsem diyerek bitirdim, yazar istediği gibi yazar ama okuyucu her zaman istediği gibi okuyamıyor ne yazık ki,yaşında buket uzuner'in "kumra ada mavi tuna" sını okumak var, bir de bu,

güzel bir fikir ve amaçla yola çıkmış ancak çok kalabalık bir kitap "su": polisiye desen polisiye değil, referans kitabı desen, o da değil.
biraz şamanizm, biraz alevisünni çatışması, biraz kadınerkek ilişkisi, gereksiz bilgi verme çabası, konuyla alakasız eleştiriler, zaman zaman rahatsız edecek derecede açığa çıkan yazarın sesi.
. . nihayetinde kayıp bir gazeteci, peşinde bir polis memuru, tam peşinde de demeyelim çünkü sahafta arıyor cevapları,

biraz hayalkırıklığı yaşadım açıkçası, bazı kitapları geleceğe bıraktığımız gibi bazılarını da geçmişe gömmek gerek belki.
Sosyal mesajlar arasında arada lütfedip hikayeye dair bir şeyler serpiştirmiş neyse ki, Tekrarlamaları, bu zamanda olmayacak diyaloglar ve hangi betimlemeyi yazmak istediğine karar veremeyip aklına gelen her şeyi art arda yazdığı bir eziyet gibiydi.
Kim bu kadar çok “ya hu” diyorsa, onun yanında bulunmak istemem, Kitabı hediye edene değer verdiğim için kendimi zorlayıp bitirdim ama okumayı düşünen birisiyle karşılaşırsam durdurmak için kitabın sonunu söylemeye bile hazırım.
"Kadim" Türk inancı, kamlar, hatta Kutadgu Bilig bir romanda kullanılıyor, Üstelik 'şapkalı a'lar var! Sevinmeliyiz,

Fakat bu bir polisiye roman değil, Romanın asıl kahramanları polis, sahaf ve biraz da anneanne iken ve macerayı aslında ilk iki kahraman yaşarken, kitabın başlığından maceralarını okuyacağımızı sandığımız Defne Kaman hepi topusayfada anlatılan bir olay yüzünden romanın geçtiğigün boyunca.
. . spoiler olmasın diye yazmıyorum, Diğer kitapları da okuyacağım, umarım onlarda ıslaktı ve üşüyordu gibi bir çözülme olmaz, Çözülme demişken hakkını verelim, üç rakamının gözümüze sokulmasının ardından polisin olayı.
bölümde nihayet! çözmesi güzel bir detay, Fakat o bölümdeki "flaş disk",, bölümde "kalem hafıza" oluvermiş, Editör mü değişti o ara, ne oldu acaba

Kitapta Kutadgu Bilig'den başka neler yok ki! Kadın cinayetleri, çevre koruma, çarpık şehirleşme, AleviSünni çatışması üzerinden mezhep kavgası, bağnazlık, rüya tabiri, nebâtat, elbette Mevlâna'dan bir beyit olmazsa olmaz!, arka kapakta bilhassa belirtilen ekofeminizm.
. . Çorba.

Bir kaç kere kendi kitabına atıf yapması ve o kitaptaki karakterlerden birini beğendirmeye çalışması da sakil durmuş.


Kitapyaş için iyi gibi duruyor, öyle midir, onlardan sormak lazım, Ama işte Yusuf Has Hacip'in hatrına iki yıldızı verdik, kamların, Umay'ın, Ülgen'in, Erlik'in aşkına devamını okuyacağız.
Bu romanı baya sevdim.

Öncelikle hikayenin Kadıköy'de geçmesi, baş karakterlerden birinin sahaf olması, farklı mezheplerden iki kişinin büyük aşkı kitabı bana sevdiren en büyük unsurlardan.
. .

Aynı zamanda Şaman ve eski Türklere dair detaylar taşıması çok ilgi çekici,

Polisiye kısmı çok tatmin etmese de karakterlerin samimiyeti, mekanlar, içinde geçen kitap ve şarkılar hatrına okunmalı.
Buket Uzunerin, bugün Anadoluda yaşayan her kültürü derinden etkilemiş kadim Kamanlık Şamanizm geleneğinin dört unsuru olan Su, Toprak, Hava, Ateşten ilham alarak yazdığı yeni romanı Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları dörtlemesinin ilk kitabı Su çıktı!.
.

Gazeteci Defne Kaman bir yaz akşamı bindiği vapurda arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolur.
Onu aramakla görevli Komiser Ali Ümit ile arkadaşı Sahaf Semahat kendilerini aniden tuhaf olaylar ve esrarengiz semboller arasında bulurlar.
Bir yandan kendi hayatlarını sakatlayan yasak ve tabulara rağmen ayakta kalmaya çalışırken, kayıp gazeteci Defne Kamanın peşinde nefes nefese bir maceraya sürüklenirler.


Buket Uzuner, Su romanında bütün canlı varlıkları eşit değerde kabul ederek doğayı ve yaşamı kutsayan kadim Türk geleneği Kamanlıka Şamanlık selam ederken, okurları hem ekofeminist bir okumaya, hem deyıl önce Uygur harfleriyle önTürkçe yazılmış olduğu düşünülen Mutluluk Bilgisi Kutadgu Bilig Şifresi ile zihin oyunlarına davet ediyor.


Genel Bilgi

Kutadgu Bilig yazarı Yusuf Has Hacibin “Aklın süsü dil, dilin süsü sözdür.
Kişinin süsü yüz, yüzün süsü gözdür” beyitiyle açılan romanın bir Kutadgu Bilig şifresi kitabı olarak da okumak olasıdır.


Yazar, Su romanı yazarken yakından inceleme şansı bulduğu Kutadgu Biligin bilinen üç orijinal nüshasından ilkini Uygur harfleriyle Türkçe yazdığı düşünülen Yusuf Has Hacib ile bu önemli eseride günümüz Türkçesine çeviren Prof.
Reşit Rahmeti Aratı şükranla anıyor ve bugüne kadar Türkiyede ve dünyada hak ettiği önemi ve sevgiyi göremeyen bu güzel eserin, romanda bir şifreler kitabıymış gibi kullanılmasıyla özellikle gençler arasında ilgi göreceğini umuyor.


Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları, Su romanından sonra Toprak, Hava ve Ateş ile devam edecektir, .