Pick Up Yeryüzüne Dayanabilmek İçin Designed And Illustrated By Tezer Özlü Available As Online Book
notlar alacağım izninizle, daha sonra bakabilmek için:
"İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir.
Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir.
" T. Özlü
"Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur" C, Pavese
Werner Herzorg
"Yaşam,şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir, Aksine insanları, en ,nsancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildği bir olgudur, Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir, " T. Özlü
Peter Weiss
Veronika Voss'un Özlemi
"Kanımca insanın varoluş amacı, bilip tanımakta yatmıyor.
Bu insanın entelektüel görevi, Ama temel sorunu değil, Varolmanın temel sorunu, yaşamın anlamını kavrayarak yaşamakta, Örneğin atomun bölünmesiyle yeni bir enerji kaynağı buluyoruz ve bu enerjiden nasıl yararlanıyoruz Atom bombası yapıyoruz, intihar silahı.
Söylemek istediğim buluşları olumlu yönde kullanma yeteneğinden yoksunuz, Bunun da nedeni, insanın niçin yaşadığını bilmemesi, Bilim adamı, yaşamının amacını buluşları gerçekleştirmekte görüyor, Bu, gerçeğe pragmatik bir
yaklaşımdır, Sanatçı, sanat yapıtlarını gerçekleştirmek için yaşıyor, Herkes üzerine düşen görevler yaşıyor, bir görevin parçalarıyla ve eşitsizliği algılıyor, birbirine gıpta ediyor.
Oysa, her insan, yaşamının anlamını kavrayıp, buna göre yaşamalı, Bu doğrultuda herkesin hakkı var ve herkes eşit haklara sahiptir, :Sanatçı, işçi, papaz, köylü, çocuk, köpek, erkek ve kadın, " Tarkovski Yazarınlerin sonulerin başında bazı gazete ve dergilerde yayınlanan edebiyat, sinema, tiyatro ve çeviri ile ilgili yazılarından oluşan bir seçki.
Özellikle sinema ile ilgilenenler için dönemin film festivalleri ile ilgili bilgileri okumak ilginç olabilir, Fakat kitabın başlığıyla içerik hiç uyuşmamış, Ticari nedenlerden böyle bir yola gidilmiş olabilir, Neden yazılır Dünya acılı olduğu için yazılır, Duygular taştığı için yazılır, İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir, Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmayagörsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir.
İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır, Ya da kendi kendine kanıtlamak için, Çünkü, insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar,
Tezer Özlü'nün yurtdışındayken Türkiye'deki dergilere yazdığı, dünya edebiyatıyla, sinema ve tiyatroyla kurduğu ilişkiyi kendi edebiyatı içinden yorumladığı yazılardan oluşan Yeryüzüne Dayanabilmek İçin, yazarın iç dünyasını takip eden tutkun okurlar için yeni bir ışık sağlıyor.
Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk'un yazarından yine yaşamla ve ölümle hesaplaşan yazılar.
. .
Tanıtım Bülteninden Tezer Özlü nün düşüncelerini de içinde barındıran yazılarının derlenmesi ve bir kitap haline getirilmesi mükemmel bir fikir kanımca.
Severek okudum. Zaten derleme kardeşi Sezer Duru tarafından yapılmış ve özenle hazırlanmış, İçerisinde birçok yazar, film, yönetmen, mekân, olay döngüsü olması kişiyi kitaptan uzaklaştırabilir, Beni asla uzaklaştırmadı Şahsen hızlı okumak yerine her gün bir iki yazı okuma şeklinde okunursa daha verimli olur, Küçük notlar düşerek, günlük yazı okurcasına her gün elime alıp okudum,
Yaşadığı dönem Türkiyesine atıfları tam yerinde, özellikle Kadınlarımız başlığı altında yazdığı yazının şu kısmını çok beğendim:
Bireysel kurtuluş diye bir yaşam biçimi yoktur.
İnsan, her zaman toplumsal bir yaratık olduğunu kavrayıp kendi sınıfının bilinçlenmesi ve daha insancıl koşullara kavuşması için çaba gösterdikçe mutlu olabilecek, yaşamını değerlendirecektir.
Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için var olmak değildir, Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur, Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir,
En keyif alarak okuduğum yazısıBremen Edebiyat Ödülünü kazanan Peter Weissla Bremende Konuştum oldu, Gerek Weissın da Neruda hayranı olması gerekse Erich Friedın konuşma esnasında anılması olsun, bir solukta kendini okuttu, Yine kitabın son yazısı da Weiss ile ilgiliydi,
Ben bir kenti, o kentteki kitapçı dükkânlarına göre değerlendiririm,
Şunu öğrenmelisin: Sen hiçbir işe yaramaz değilsin! Seni senden çalan toplumdur! Not defterleri kitabından alıntı, Peter Weiss
Can Yücel tarafından Weissın Marot, Salozun Mavalı, Soruşturma adlı tiyatro oyunları çevrilmiş.
Can Yüceli de sevmemden kaynaklıdır belki keyif alarak okumam,
İnsana ilişkin ne varsa kabulüm
Şu hümanistler hariç EpigramCan Yücel yine ve yine gülümsetti,
Ingmar Bergman, Bill Douglas, Chris Petit ve nice yönetmen ismi geçmiştir ama belki daha bilindik olduğundan Tarkovski beni de kendine çekti.
Şuan üç kitabı sanırım dilimize çevrili halde, İnsanlar ve politikacılar kendi yarattıkları sistemin tutsağı oldular yazısıyla Tarkovskiyi seviyorum sanırım dedim,
Erden KıralHakkaride bir mevsim, Zweig, Fassbinder, Italo Svevo, Pavese, Bertolucci
Okuyun!
İyi okumalar! Eski Milliyet Sanat içeriklerinden derlemeler, güzel sohbetler ve makaleler ile başarılı bir kitap olmuş.
Hüzünlü sonların hikayeleri ile dolu olsa da insan hepsinde farklı bir dünya görüyor, Zaman makinesi tadında bir okuma oldu, . . Almanya'dan gözlemlediği dünyayı, filmleri ve kitapları Türk dergilerine anlattığı yazıları okurken, bahsettiği filmleri izlemek sonra dönüp yazıyı bir daha okumak, düz bir okuma deneyiminden çıktı sohbete döndü.
İzlenecek yeni filmler, okunacak yeni kitaplar yani tanışacak yeni dünyalar, insanlar sundu,
PS. Kadınlarımız başlıklı yazısını poster yapıp bir yerlere asmalı diye düşünüyorum,
Isim ile icerigin alakasi yok, yayincilik uc kagidi ama gene de bir seyler ogrendim, Eser Tezer Özlü'nün genellikle milliyet sanat için yazdığı yazılardan oluşuyor, Ağırlıklı olarak da Almanya'daki film, edebiyat gibi festivaller yer alıyor, Tezer Özlü'nün Almanya'da Türk göçmen olgusuna da bayağı kafa yorduğunu bu eserden anlıyoruz, Bir solukta okunan, belki de Tezer Özlü'nün melankolisinin çemberine girmeyen biricik eseri, Eseri demek de pek doğru olmayabilir çünkü bu kitap kendisi öldükten sonra derlenmiş, Onun iç dünyasının dışında hayata ve entelektüel dünyaya karşı olan ilgisinin somut bir göstergesi, Sinemaya olan tutkusunun ve dünya genelinde gelişen sanatsal faaliyetlere duyarlılığının apaçık göstergesi bu kitap, Tezer Özlü'nün çoğunlukla Milliyet Sanat'ta yazdıklarından oluşuyor.
Kitabın isminin de Tezer Özlü'nün hayata tutunma çabasını betimlemesinden etkilendiğini umuyorum, Kitabı oxuyub bitirmək mənimçün bir qədər çətin oldu, Çünki kitab hissəhissə yazılıb və hissədə fərqli bir mövzudan danışılır, Bu bir hekayə kitabı olsaydı bu vəziyyət mənə normal gələrdi, Amma bu kitab onun müxtəlif məqalələrdə, qəzetlərdə və s, yerlərdə yazdığı film festivalları ilə, yazıçılarla bağlı, ara sıra isə ictimai məsələlərə öz baxış acısı ilə bağlı məsələlər idi.
Əlbəttə yazarın düşüncə tərzini oxumaq, bəhs etdiyi mövzular vasitəsiylə bir sıra yazarlarla tanış olmaq, filmlər barədə dərin bir şərh oxumaq maraqlı idi.
Ammacisi kitabın adı kitabın özü ilə məncə əlaqəsiz idi, Kitaba başlayanda düşünürdüm ki, yəqin oxuyacağım şeylər mənimçün mənəvi olaraq bir şeylər qatacaq.
Halbuki daha çox məlumat tipli bir kitab oldu mənimçün, Kitabın adında qeyd olunan ifadə ilə bağlı belə nəsə baş vermədi, Kitabın sadəcə bir yerində bu mövzudan bəhs edilir ama o da tam gəlmədi mənə, Odur ki, kitabın insanda yaratdığı gözləntini vermədiyini düşünürəm, Digər tərəfdən yazara başlamaq üçün yanlış bir kitab seçdiyimi düşünürəm, Çocukluğun soğuk gecelerini də mütləq oxuyacam, Kitabın olduqca qarışıq olması və oxunmağı çətinləşdirməsi baxımından yüksək xal verə bilməyəcəm.
Amma yenə də pis deyildi, Yazara başlamaq istəsəniz məsləhət görmürəm, Onu bir qədər tanıdıqdan sonra oxuya bilərsiniz, Kitabda olduqca işarələdiyim yerlər oldu, Ama bu yerlər daha çox digər yazarların ifadələrinin Tazer Özlü tərəfindən çevrilmiş olanları idi, Özünün qələmini daha yaxşı tanımaq istərdim, Amma hiss olunur ki, yazarın tərcümə qabiliyyəti yüksəkdi və dərin düşüncə sahibidi
"Ama kanımca yazı yazmak coşku, hafif melankoli, taşkınlık gibi psikolojik bir semptomdur".
“Kültür bir şeye cesaret edebilme sorunudur, Okumaya cesaret edebilme, bir görüşe inanmaya cesaret edebilme, görüşlerini açıklayabilme cesaretidir, ”
“Eleştirmekten, değiştirmek istemekten vazgeçmek, insanın kendisinden vazgeçmesi demektir, ”
"Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur"/Cesare Pavese
Kafka, Milenaya yazdığı mektupların birinde: “Mektup yazmak, insanın kendisini merakla bekleyen hayaletlere açması demektir.
Yazıyla verilen öpüşmeler, hiçbir zaman yerini bulmaz, yolda hayaletler tarafından emilip bitirilir, ” Tek diyeceğim Tezer Özlü ile tanışmak için benim gibi tanıtım, arka kapak yazılarına aldanıp bu kitabı seçmeyin.
Başlığına bakıp bu kış hayatta kalabilmemi sağlayacak metapolitik öğütler beklerken Milliyet Sanat'a yazılmış Berlin Film Festivali haberleriyle karşılaştığımda yaşadığım şoku Tezer Özlü'nün sanatı ve yazını bir sığınak olarak kullandığını fark edince çabucak atlattım.
Artık pek göremediğimiz türden samimi ve keskin eleştiriler, özenle seçilmiş alıntılar ve çeviriler tarkovski röportajını okurken ağzım açık kaldı,'lerden'lere bakış ve'lerde yazılmış bu metinlerden bugüne bakış oldukça zihin açıcı.
Bazen anakronik gibi gözükse de bu ilginç derleme zengin bir arşiv sunuyor okuyucuya, Önerilen sayısız film de bonus, Açıkçası bu kitabı pek beğenmedim ve okurken biraz zorlandım, İlgimi çeken tek nokta Kafka ve Zweig'in hayatları oldu, Bundan sonraki kısımda ise genel olarak film festivallerinden bahsedilmiş ve bu festivallerde kim hangi ödülü almış gibi konular üzerinde durulmuş.
Bu konuların da tamamen yaşanılan dönemin insanlarına hitap ettiğini ve bundan dolayı da okurken sıkılacağınızı düşünüyorum.
Tezer Özlünün köşe yazarlığı yaptığı dönemde yazdıkları,katıldığı film festivallerinden yorumları ve en çok etkisinde kaldığı yazarlardan aldıkları ve peter weiss.
. . ki benim en çok sevdiğim kısımları onunla yaptığı görüşme onun yaşamı, . . peter weiss gibi bir çok yazar bilim insanı yahudi kökenli olduğu için ya da yahudi soykırımını kınadığı için Almanyadan ayrılan, dönendönemeyenlerin durumlarına iyi değinilmiş.
evet filmlerin uzun uzun anlatıldığı kısımlardan sıkıldım okurken ama altını çizdiğim çok yer var, okunası yazarlar ve izlenesi birkaç filmi not ettim, Edebiyatını ve melankolisini çok sevdiğim Tezer Özlünün entellektüel kişiliğine de tanık olmak çok hoşuma gitti.
lerde katıldığı film ve kitap festivallerine dair haber niteliği taşıyan yazıları da var ama biraz sıkıcı, Özellikle tarkovskinin verdiği demeci okurken baygınlık geçirecektim, sıkılmaktan ve saçmalığından, Ama o dönemler bugünden hem başkaymış hem de dön dön hep aynı sorunlar, hep aynı mücadele, Ennn sevdiğim bölüm Sevgi Soysalı anlattığı bölüm oldu, Bilgi birikimi müthiş biriymiş kendisi, Yeryüzüne Dayanabilmek İçin'i okursanız sizlerde anlayacaksınız,
Aslında kitapların arkasında yazarı anlatan ufak cümleler var, "Türk edebiyatının nostaljik, gamlı, lirik prensesi, " Benim en sevdiğim kitap Eski Sevgi Eski Bahçe ve hemen ardından Yeryüzüne Dayanabilmek İçin oldu, Henüz okumadığım bir kaç kitabı daha var ama onlara daha zaman var,
Diğer kitapları kendini daha çok anlattığından, çok karanlıklar, Tezer Özlü okuma niyetiniz varsa psikolojinizin iyi olduğu bir dönem seçmelisiniz diye düşünüyorum, Yazdıkları, bizzat kendi hatıraları olduğundan insana ayrı bir tesir ediyor,
Naçizane tavsiyem bu yazarın kitaplarını ardarda okumamanız olacak, Kitapların sayfa sayılarına aldanmayın, Yükleri ağır .