Achieve Nereye Gitti İstanbul? Rendered By Aydın Boysan Listed As Paper Copy
okunan ama geride pek bir şey bırakmayan bir kitap, Yazarın daha önceki bir çok kitabı gibi bu da kısa kısa denemelerden oluşuyor, Konuya ilgili olduğum için, özellikle balık ve balıkçılıkla ilgili yazılanları ilgi çekici buldum, "İnceliği olan nokta, sanırım şurasıdır: Yaşama biçimleri ve mekanları, uzun yıllarda kuşakların birbiri üzerine koyarak biriktirdiği, bir toplum kültürü biçimi oluşturuyordu.
Sürekliliği olan kuşaklar, sürekliliği olan mekanlarda, kendilerine özgü bir yaşama biçemi oluşturuyordu, Mekanlarda, toplumda ve yaşamda süreklilik vardı, Zaman değişiyor, süreklilik bozulmuyor, Ama. yüzyılın sonuna yaklaşırken İstanbul'da mekanlar da değişti, şehir de değişti, insanlar ise büsbütün değişti.
Ben artık yaşadığım ve yaşlandığım bu şehri, yadırgıyorum, " Aydın Boysan nüfusu'de bir milyonken yarım yüzyıl içinde azmanlaşarak onbeş miyonluk bir megakente dönüşen, doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı ve yaşlandığı şehir, İstanbul üzerine düşünüyor, her zamanki mizah duygusu ve kendine özgü, renkli üslubuyla.
Aydın Boysan'ın yaşadığı İstanbul'u kendi ağzından dinlemek ağızda lezzetli bir tat bıraktı, Eski İstanbul'dan geriye kalmayan yapıların fotoğraflarını da Selahaatin Giz arşivinden görüyoruz, Eski gelenek ve göreneklerde, eski dostluklarda, eski sokaklarda kaybolup gidiyorsunuz,
Aydın Boysan'ında kitabında belirttiği gibi şimdi geçtiğim yerden geçerken nerede olduğumu unutuyorum, Bizim yaşadığımız İstanbul ise bundan belki elli yıl sonra bizim hatırlayamadığımız
İstanbul olacak, Keşke her şey ilk günkü gibi kalsaydı, Eski İstanbul'un yaşantısından, mimarisinden, tarihinden, coğrafyasından vb söz eden kitaplar özel ilgi alanımda, Bu bakımdan Aydın Boysan'ın bu kitabı da benim için epey doyurucu oldu, Dostlarıyla yaptığı Sarmaşıklı Meyhane sohbetlerini kitaptan beklentimle pek bağdaştıramasam da genel olarak kitap eski İstanbul ruhunu yansıtmak bakımından epey başarılı.
. yy İstanbul'una tokat atarmışcasına, .
naif hayatların yaşandığı dönemdeki İstanbul'u merak edenlere, . Sanki bir çay saati yok yok çay demeyelim de bir rakı sofrasında eski İstanbulu konuşuyor yeni İstanbuldan şikayet ediyor ama deli gibi de sevdiğimizi haykırıyormuşuz gibi bir his bıraktı bende bu kitap.
Yazarla adeta yüz yüze geldim, Sanki ondan eski İstanbulu dinledim, Ve bir kez daha tarihi dokusuna doğasına güzelliğine özelliğine hayran kaldım ama ne kadar büyük kötülükler yaptığımızı da bir kez daha anladım.
yayınevi bu kitaba redaksiyon yapmayı unutmuş sanırım,Hazirande İstanbulda doğdu, Öğretmen Nevreste Hanım ile muhasebeci Esat Boysanın oğludur,yılında Pertevniyal Lisesini,te Güzel Sanatlar Akademisini Mimar Sinan Üniversitesinin Mimarlık Bölümünü bitirdi, Mesleğinia kadar ara vermeden sürdürdü, Türkiye Mimarlar Odasının kurucuları arasında yer aldı yönetim kurulu üyesi, ilk genel sekreteri ve İstanbul şube başkanı oldu.
yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesinde ders verdi, Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarında ödüller kazandı, Kendi kitaplarını basmak için Bas Yayınlarını kurdu, Aralıksız olarak on yıl Hürriyet ve üç yıl Akşam gazetelerinde köşe yazıları yazdı, .